1 Eylül 2014 Pazartesi
Dergi okumak benim için en az kitap okumak kadar önemli. Okuma alışkanlığı kazanmamda dergilerin büyük bir payı var. İlk defa kitap-lık sayesinde edebiyat dergileriyle tanışmıştım. Sonrasında, şimdi yayınlanmayan, E, Adam Öykü ve Adam Sanat dergileriyle dergi takip etme alışkanlığım oluşmuştu. Varlık dergisinin de bende büyük bir etkisi vardır. Bugüne kadar onlarca dergiyi arşivlemiş durumdayım. Yayın hayatına devam eden dergiler içinde Varlık, kitap-lık, Yasakmeyve, Sözcükler, Notos, Mühür, Kurşun Kalem, Sincan İstasyonu, Şiiri Özlüyorum, Hürriyet Gösteri, Milliyet Sanat, Altyazı gibi dergileri düzenli olarak okuyorum.
Bu dergiler içinden Notos’un yeri diğerlerine göre daha farklı. Semih Gümüş yönetimindeki dergi sadece bir öykü dergisi olmanın ötesine geçmiş durumda. Edebiyatın birçok farklı dalına uzanan yazıları ve söyleşileriyle iyi bir edebiyat ortamı sunuyor okurlarına. Her yıl yaptığı büyük soruşturmaları da yakından takip ediyorum. Son sayısında Julio Cortázar’ı kapağına ve gündemine taşımış dergi. Ben de bir süredir Mırıldandığım Öyküler’i okumayı planlıyordum. Bu dosya konusu tam zamanında karşıma çıktı. Detaylı bir şekilde dergiyi okuduktan sonra Julia Cortázar okumalarında bana iyi bir yol gösterici olacaktır. Benim bu dergide en çok sevdiğim bölümlerden biri bir yazarın en çok etkilendiği yazarı anlattığı bölüm. Diğeri ise bir yazarın seçtiği kitaplar. Dergiyi elime alır almaz ilk olarak bu iki bölümü okurum. Notos üzerine, yakında başlamayı planladığım, Dergiler projem için de detaylı bir yazı yazacağım.
Tuna BAŞAR
0 yorum:
Yorum Gönder