19 Ekim 2012
Cuma
İstediğim hızı da ritmi de bir türlü yakalayamıyorum; ne okurken, ne de yazarken… Bazen yoğun okuma dönemlerinde az yazıyorum, bazen yoğun bir şekilde yazıya yönelirken az okuyorum, bazen de hemen hemen hiç okuyup yazamaz duruma geliyorum, fakat nedense hiçbir zaman uzunca bir süre yoğun bir şekilde okumaya zaman ayırırken aynı yoğunlukta da yazamıyorum. Hep hayal ettiğim halde bir türlü bunu başaramıyorum. Bunun tek bir sebebi olabilir, o da hedef belirlerken yapabileceğim şekilde bir rota çizememiş olmam. Demek ki ben ya yazmaya vakit ayıracağım ya da okumaya. İkisini bir arada istediğim düzeyde yürütemediğime göre böyle bir karar almalıyım sanırım.
Zaten hayatımın her döneminde iki işi aynı anda aynı verimlilikle yapmayı hiç başaramadım. Hatta aynı anda iki işi yapmaya çalıştığım her durumda yapmaya çalıştığım iki işten de bir şey anlamadım, bir tat alamadım. Öğrenim hayatım boyunca da bunun sıkıntısını çok yaşadım. Ne zaman aldığım eğitim dışında bir ilgi alanına yönelsem eğitimim sekteye uğradı. O nedenle zaten lise hayatım boyunca ders çalışmayı tercih ettim. Eğer o dönemde başka bir alana yönelseydim, büyük ihtimalle, tıp fakültesini kazanamazdım. Tıp eğitimi sırasında da aynı şeyi yaşadım. Tüm enerjimi edebiyata vermeye çalışırken okulumu uzattığımı üzülerek fark ettim. Demek ki benim tek bir alanda yoğunlaşmam ve çoklu beklentilerden kaçınmam gerekiyor. Yoğun okumalarla yoğun yazma dönemlerini aynı zaman dilimine sıkıştırıp ikisinden de keyif alamamaktansa bunları arka arkaya yapmayı denemekte büyük fayda var.
on9ekim’12gecesi
Tuna BAŞAR
0 yorum:
Yorum Gönder