Her bulduğunu okuyan insanlardan değilim ben. Her zaman okuma konusunda fazlasıyla seçici oldum. İlk gençlik yıllarımda her kitaptan öğreneceğim bir şeyler olduğunu düşünürdüm, fakat son yıllarda bu düşüncem tamamen silindi. Bildiğim, iyi edebiyatçı olduğunu düşündüğüm yazarları öncelikle okuyorum. Sonrasında da benim için önemli olan yazarların önerdiklerini okumayı yeğliyorum. Hiç bilmediğim, edebiyatı hakkında fikir sahibi olmadığım yazarları okumaktansa beğendiğim kitapları tekrar tekrar okumak daha iyi geliyor bana. O nedenle Oğuz Atay, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Bilge Karasu, Salâh Birsel, Cemal Süreya, Tomris Uyar, Orhan Veli, Enis Batur, İhsan Oktay Anar, Orhan Kemal, Edip Cansever, Turgut Uyar, Leylâ Erbil, Attilâ İlhan, Ayfer Tunç, Sevim Burak, Tezer Özlü, Selim İleri, Tahsin Yücel, Ferit Edgü, küçük İskender, Selçuk Altun, Can Yücel, Murathan Mungan, Hasan Ali Toptaş gibi Türk yazarlarla Dostoyevski, Gorki, Balzac, Goethe, Shakespeare, Victor Hugo, Milan Kundera, Ömer Hayyam, Stefan Zweig, Borges, Franz Kafka, Gabriel Garcia Marquez, Gogol, Çehov, Faulkner, Italo Calvino gibi yabancı yazarların kitapları sürekli elimin altındadır.
Bunun yanında Varlık, Yasakmeyve, kitap-lık, Sözcükler, Notos, Kurşun Kalem, Sincan İstasyonu, Mühür, Şiiri Özlüyorum, Milliyet Sanat, Gösteri gibi dergileri de sürekli takip ederim ve bu dergilerde birden fazla yazar tarafından üstüne basarak önerilen kitapları da edinip okumaya çalışırım.
Yayınlanmış tüm kitapları okumak mümkün olmadığına göre kısa ömrümüzü iyi kitapları okuyarak geçirmemiz gerektiğini düşündüğüm için seçici olmak benim için her şeyden önemli.
0 yorum:
Yorum Gönder