Edebiyatın mutfağında edebiyat dergileri durur. Yeni fikirleri, yeni önerileri, yeni yazarları bir araya getirip, edebiyat geleneğinin yönlendirmesiyle yeni tatlar ortaya çıkarmaya çalışır her dergi ekibi.
Her derginin kendi bakış açısı, kendi sanat anlayışı ve kendi özgünlüğü vardır. Bazıları ustaları ön plana çıkarmaya çalışır, bazıları gençlerle yeniliğin peşinde koşar, bazıları da ustalarla gençleri harmanlayıp farklılığı bu şekilde ortaya çıkaracağını düşünür. Her birinin de kendince haklı olduğu noktalar vardır. Ama işin en güzel tarafı da Türk edebiyatındaki dergilerin her koşulda birbirlerine büyük destek vermeleridir. Edebiyata gönül vermiş her insan gibi dergiler de her derginin uzun soluklu olmasını, kalıcılığı sağlayıp bir ekol oluşturmasından yana tavır sergiler. Kapanan her dergi edebiyat dünyasında büyük bir üzüntüye sebep olur.
Yaklaşık 8-9 yıldır edebiyat dergilerini yakından takip eden biri olarak, her bulduğum dergiyi büyük bir merakla alıp, büyük bir açlıkla okuyan biri olarak, ben de her kapanan dergiden sonra büyük bir üzüntüye kapılırım. İçimde büyük bir acı oluşur ve her kapanan derginin elimde bulunan eski sayılarını ön plana çıkarıp vaktimi o dergiye ayırmaya çalışırım. Bu duyguyu çok yaşadım. Adam Sanat, Adam Öykü, E, Hayvan, Kaçak Yayın, Virgül, Picus, Eşik Cini, İmge Öyküler gibi dergilerin kapandığını duyduğumda bir dostumu kaybetmiş hissine kapıldım.
Dergileri takip etmeye Enis Batur’un kitap-lık’ığıyla başladım. Hemen ardından da E’yle tanıştım. Her ay elime kitap-lık ve E’yi alınca kelimelere dökmekte zorlanacağım bir mutluluk yaşardım. Ne zaman kendimi kötü hissetsem kitaplara ve dergilere sığınma ihtiyacım bu iki dergiyle başladı. Daha sonra Adam Sanat, Adam Öykü ve Varlık’ı da takip etmeye başladım.
İlk yazım Kaçak Yayın’da yayınlandığı için en çok onun kapanması üzdü beni. Tabii Virgül gibi bir derginin kapağında ismimin yayınlanması ve yazdığım yazının ön plana çıkarılması da çok büyük bir mutluluktu. Böyle büyük mutluluklara sebep olan dergilerin kapanması da büyük üzüntülere sebep oluyor.
Her kapanan derginin yerine yenileri alsa da (Notos, Sözcükler, Kurşun Kalem) insan keşke hiçbir dergi kapanmasa ama çok daha iyi dergiler yayın hayatına başlasa demeden edemiyor.
Keşke hayatımızda çok özel olan ilkleri geri dönüp zamandan alabilsek ve her zaman onları yaşatabilsek…
/üçhaziranikibinon onikisıfırdört
Aydın/
Tuna BAŞAR
0 yorum:
Yorum Gönder