Benim için daha önce okur karşısına hiç çıkmamış, ilk defa bir kitap sayesinde okurla buluşacak olan denemelerin, öykülerin ve şiirlerin ayrı bir yeri vardır. Sadece kitap için yazılmış olan ürünler, gözümde çok daha kıymetli bir noktaya ulaşırlar.
Dergileri yakından takip eden bir okur olarak, daha önce dergilerde okuduğum ürünleri kitaplarda da görünce bir burukluk yaşar, dergilere karşı yapılmış bir haksızlık hissine kapılırım.
Keşke kitaplar dışında yayınlanmış olan ürünler kitaplar dışında kalmaya devam etseler. Meraklı okur o kitaplar dışında kalan ürünlere bir şekilde ulaşmanın yollarını arasa.
Eski dergilerin peşine düşse…
Hem dergilerde yayınlanmış olan ayrıksı ürünler, bütünsel bir özellik taşıması gereken, kitaplardan uzaklaşmış olur bu sayede, hem de yayınlandığı dergiye çok büyük katkı sağlar.
Mesela Ayfer Tunç’un Suzan Defter öyküsü… İlk defa Geceyazısı dergisinde yayınlanmıştı. Daha sonra Taş-Kâğıt-Makas’ın içine dahil edildi. Kitabın bana göre en önemli öyküsü olmasına rağmen üzerinde büyük bir ayrıksılık taşıyordu. Bir süre sonra Ayfer Tunç da bunu fark etmiş olacak ki Suzan Defter’i ayrı bir kitap olarak yeniden yayınladı. Ki bana göre Suzan Defter Geceyazısı’nda yayınlanmadan önce kitap olarak, uzun öykü şeklinde basılmalıydı. Ya da madem bir dergide yayınlandı o dergide kalmalıydı.
Diyeceksiniz ki o zaman da bu tür dergilerde kalan eserlere ulaşamayabiliriz. Evet, haklısınız ulaşamayabiliriz, fakat bu sayede dergilerin önemi daha da artar. İnsanlar önemli bir eseri kaçırmamak için dergilere sarılırlar.
Dergiler de bu talep neticesinde baskı sayılarını artırıp, eski sayıları piyasada -bir süre de olsa- tutmaya devam edebilirler.
0 yorum:
Yorum Gönder